Köln bir savaş fotoğrafçısına heyecanlı fırsatlar sunuyordu. 3. Zırhlı Tümen ve 104. Piyade kadim şehrin bombalanmış yıkıntıları arasında sokak sokak savaşıyordu. Görüş açıktı ve arazi estetik açıdan ilginçti. Şehrin üzerinde Köln Katedralinin hasar almamış kuleleri çatışmalara ilginç, neredeyse romantik bir arka plan oluşturuyordu.
Her kameraman Amerikan askerlerinin Katedrali işgal etmesini ilk görüntüleyen olmak istiyordu ve Almanların hafif direnişi Bates'i gözü kara hale getirmişti. Sherman komutanının ölüşünü görebilmişti çünkü medya cipleri önde öncü birliklerle birlikte hareket ediyordu.
Bir sokak yanda Çavuş Robert Early ve mürettebatı bir patlama duydu ve çatıların tepesinden duman yükseldiğini gördü. Telsizden bir emir geldi - bir Panther katedral meydanını koruyordu. Daha şimdiden bir Sherman'ı yok etmişti. Early ve mürettebatı ilerleyecek ve onu yok edecekti. Ne de olsa bu Early'nin tankının imal edilme amacıydı - çünkü o Ordu'nun Alman ağır zırhlılarına karşı deneysel cevabı T26E3 Pershing'e komuta ediyordu.
_684x.png)
Pershing tartışmalı bir tanktı, ABD Ordusunun gerçekten bir ağır tanka ihtiyacı mı olduğu yoksa Shermanlar ve tank avcıları ile idare edebileceği konusunda üç yıl süren bir bürokratik ihtilafın konusuydu. Ancak 1944'e gelindiğinde Alman tanklarının hızlı ama ince zırhlı Sherman'lardan üstün olduğu açıktı. Tersine, deneysel Pershing daha düşük profile, 105 mm ön zırha ve devasa bir 90 mm topa sahipti.
Usanan Eisenhower 20 Pershing'i Avrupa harekât alanına gönderen, bunları 3. ve 9. Zırhlı Tümenlerin tecrübeli mürettebatları arasında paylaştıran alışılmadık bir savaş testi olan "Zebra Görevini" onayladı. Early ve mürettebatı seçilenler arasındaydı ve yeniden eğitilmişlerdi. Şimdi yeni, alışılmadık tankı kullanarak pusuda bekleyen bir Panther'i sarmaya çalışacaklardı.
Early körü körüne gitmiyordu - orası kesindi. İnerek önden keşfe çıktı ama yanında sadece kamerası olan birini buldu. O Bates'ti, film makaralarını ve lenslerini yüklenmişti ve beraber gelmek istiyordu.
Dakikalar sonra ikisi Alman Emek Cephesi binasının asma katında çömelmiş, Panther'i inceliyorlardı. Katedral meydanının köşesine geçmiş, üç sokaktan gelenleri kontrol edebileceği bir kavşağı koruyordu. Sabit olduğundan taktik avantaja sahipti ama en azından topu başka yöne bakıyordu.
Early Bates'e kamerasını hazırlamasını söyledi. Pershing'i yol kavşağına ilerleterek Panther'i sol yanından görecekti. Orada duracak, Alman'ın yanına ateş edip geri çekilecekti. Şansı yaver giderse hepsini filme alabileceklerdi. Bates ekipmanını hazırladı.
No. 26'nın kulesinin içinde, sol omzu top kamasına yaslı duran nişancı Clarence Smoyer Early'nin arkasındaki komuta makamına girişini duydu. Early planını açıkladı ve sürücü Pershing'i vitese aldı.
Smoyer uzun topu döndüreceği alana sahip olacağı kavşağa olan mesafeyi saydı. Pershing'in ucu açıklığa çıkarken sürücü bağırmaya başladı. Durmak yerine motoru kökledi ve tankı açığa fırlattı. Smoyer kuleyi döndürdü ve nedenini gördü: Panther'in kulesi tam da onlara dönüktü. Top namlusunun kara gözü büyütülmüş görüşünde dev gibi görünüyordu. Tam onlara nişan alınmıştı.
Sürücüleri Pershing'i hareket eden bir hedef haline getirmeye çalışıyordu. Smoyer'in hareket halindeyken ateş etmesi gerekecekti. Tabii fırsatı olursa.
Bir sokak ötede Oberleutnant Wilhelm Bartelborth nişancısına ateş etmemesi için bağırdı. Bir Sherman'ın yüksek profilini bekliyordu ancak bu tank bir Panther'in boyutlarına ve düşük silüetine sahipti. Kritik bir yarım saniye tereddüt etti. Acaba Alman mıydı?
Cevap olarak bir mermi motor kompartmanına girdi. Pershing durdu, topundan duman tütüyordu. Kulenin içinde yükleyici kamaya bir T33 zırh delici mermi daha yerleştirdi. Smoyer ateş tuşuna yeniden bastı.
İki kat yukarıda, ikinci atışın darbesi Bates'in kamerasını sarstı. Toz ve dumanın üzerindeki görüş noktasından her isabeti kayda aldı. İlk atış top kalkanının altına isabet etti, ikincisi Panther'in yanına girdi. Şimdi motor yangını başlamıştı. Alman mürettebat tökezleyerek, atlayarak tahliye ederken kapaklardan duman çıkıyordu. _684x.png)
Darbe Bates'in kamerasını yine sarstı. Bu sefer bu bir T30E16 mermisiydi. Tungsten-karbür çekirdeği Panther'in mühimmatını patlattı, açık sürücü kapağından kıvılcımlar fışkırdı. Komutan kupolasından gökyüzüne bir alev sütunu yükseldi.
Panther ertesi sabaha kadar yanmaya devam edecekti. Bates kamerasını tanktan yukarı kaldırarak objektifi gotik katedral kulelerine yerleştirdi - sanki izleyicilere neyin kazanıldığını hatırlatıyordu.
Savaş görüntüsüne değişik ve sanatsal bir son. Ancak belki de Bates ne yaptığını biliyordu çünkü o film sayesinde bu düelloyu hâlâ hatırlıyoruz. Ne de olsa bu savaşın tek tank çatışması değildi, hatta bir Pershing içeren en büyüğü de değildi. Bir hafta önce tek bir Pershing Elsdorf'ta bir Tiger I dahil dört Alman tankı yok etmişti.
Ancak kimse o çatışmayı kameraya almamıştı. Köln Katedralindeki düelloyu sadece kahramanlık ve teknik beceri açısından ve hatta çarpıcı arka plan sebebiyle değil seyredebileceğiniz bir düello olduğu için hatırlıyoruz. Savaş ve sinemanın mükemmel birleşimiydi.
En azından ABD Ordusu böyle düşünüyordu. Çünkü Pershing mürettebatının cesaretine rağmen sadece bir kişi Köln'deki düellodaki hareketleri sebebiyle Bronz Yıldız aldı: onu filme alan kişi.
