Ermelinda Jung'un Kişisel Günlüğünden Alıntı
Bu İttifak tazıları tecrübelerinden ders çıkarmıyorlar. Sizinkilerden sağlam bir yenilgi aldılar ama yine de tekrar karşılaşmaya hazırlanıyorlar. Ne elde etmeyi umuyorlar? Temel mantıksal düşünce yetisinden yoksun olmalılar. Yani... farklı bir sonuç elde etme şansları ne olabilir ki? Denklemin (daha doğrusu dengesizliğin) bir tarafında gizli uluslararası dalavere maskesinin ardında sıkıcı, katı ve bürokratik bir yapı var. Diğerinde ise kendisinin ve babasının eserlerini izinsiz olarak almayı deneyenlerin ve bilgiye özgürce erişimi engellemeye çalışanların hakkından gelmiş, gelişmekte olan hırslı bir bilim adamı ve mühendis yer alıyor.
Dahası, bu cesur araştırmacı, (şimdiye kadarki) başyapıtını tamamlamış durumda. Tamam, güçlü bir jeneratör/projektör tasarlamak ve üretmek çok da büyük bir iş değil. Ancak böylesine bir cihazı alçak yörünge uydularına entegre etmek, enerjiyi gezegenin yüzeyine yansıtmak ve zırhlı bir araca kontrol modülü kurulumu yapmak başka bir iş. Şimdiyse Projekt üzerinde çalıştığım uykusuz gecelerin ve asistanımın hazırladığı litrelerce kahvenin ardından, çabalarımın meyvelerini yeme zamanı! Bu modifiye edilmiş Gözcüye kilerden bir şişe şampanya getirmesini emredeceğim. Hyperion tamamen işler durumda!
Hannelore Ritter'ın Sesli Günlüğünden Bir Kayıt
Bazıları Ermelinda için üzülmenin zor olduğunu düşünerek bunun yerinde hayranlık ya da kıskançlık hissedebilir. Kendisi zeki ve güzel, genç ama yetenekli. Gel gör ki insan istediği her şeye sahipken ruhu hâlen acı çekebilir. Hırs, başarılarla harlanan, etrafındaki her şeyi yakan bir ateş gibi. Kız kardeşimin zor bir süreçten geçtiğini biliyorum. Ben de aynı şeyleri yaşadım. Biz, dahi çocuklar, yavaş olgunlaşırız. Güçlü bir zihin ise kendisini kandırabilir. Kendi tecrübelerimden biliyorum ki, kendisinin sınırsız bilgiye sahip olma arzusu aslında umutsuz bir tanınma çabasından başka bir şey değil; özellikle de naifçe saygı duyduğu babamız tarafından. Ayrıca kendisi kabul edilme ve bir amaca katkıda bulunma tutkusuyla yanıp tutuşuyor. (Kendime not: Bunun, İttifaka yardım etmek ve onların yetersiz olan araçları üzerinde çalışmak için kendi motivasyonumun parçası olduğunun farkındayım. Ve evet, önerdiğim çözümlerin övgü alması ve acemi operatör Jana'nın beni etkilemeye çalışması hoşuma gidiyor.)
Harika çocuk ile ilgili gerçek problem, oynadığımız oyunların başkalarına ve kendimize ciddi hasarlar verebilmesi. Bilmiyorum Ermelinda yeni icadının potansiyelini gerçekten anlıyor mu. Kötüsü, zaten kitle imha silahı olarak sınıflandırılabilecek olan bu cihazın geliştirilebilir olması. Yanlış ellere kesinlikle geçmemeli. (Kendime not: İttifakın birden fazla eli var. Tek bir çiftin bile kirli olmadığından nasıl emin olabilirsin Hannelore?) Ermelinda gibi ben de hırsla yanıp tutuşuyordum. Ancak hayatta kaldım. Belirsizlik tarafından kemirildim. Otuzlarındaki yorulmak bilmeyen şu düşmanlar...
Her neyse. Öncelikle kız kardeşimi kurtarmak istiyorum. Kendisinden kurtarmak. Aynı zamanda da İttifaktan. İttifak, Ermelinda'nın projelerinden o kadar korkuyor ki, aslında kendisinin kimseye zarar vermek istemediğini göremiyor. (Kendime not: Umarım kız kardeşime olan sevgi beni yanlış yönlendirmiyordur.) Ve o pis cihaz olan Hyperion'ın isminin nereden geldiğini biliyorum. Babamız İskandinav destanları ile çok ilgiliydi. Biz ise Yunan mitolojisine ilgi duyuyorduk. Ermelinda arada sırada ona titanlar ve tanrılar ile ilgili yazılar okumamı isterdi. Kitapları umulmadık hızda okuyabilmesine rağmen benim kendisine okumamı tercih ederdi. Hatta bir kereliğine de olsa bunu bana söylemişti.
Ermelinda Jung'un Kişisel Günlüğünden Alıntı
Öyle görünüyor ki güç dengesi benim lehime değil. Kaynaklarım bana İttifakın bir numarası daha olduğunu söylüyor. "Sinek kızı" daha uygun bir benzetme olur çünkü koz, benim sosyetik ablam. Onların güvenini kolayca kazanmış olmasına şaşırmadım. Benden daha iyi olduğu bir şey varsa o da önemli bağlantılar kurmak ve bunları sonuna kadar suistimal etmek. Hannelore, biraz abarttın. Bu aramızdaki kardeşliğin ötesinde. Sen sadece bana karşı kolları sıvamıyorsun, aynı zamanda ailemize ve uğrunda savaştığımız şeylere karşı duruyorsun! Elinden geleni ardına koyma. Bunun da adına "Kız Kardeşlerin Düellosu" desinler.